Çocuklarda Çiçek Hastalığı Artık Görülmeyecek mi? Çiçek Hastalığının Nedeni ve Çözümü Nedir?
Çocukluk çağı aşı takvimine eklenen su çiçeği aşısı ile birlikte çiçek hastalığı görülme oranı düşecek..
Çocukluk çağı aşı takvimine eklenen su çiçeği aşısının Sağlık Bakanlığı’nın laboratuvarındaki analizi tamamlandı. Aşı kısa süre içinde 12 aylık bebeklere uygulanmaya başlanacak.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, su çiçeğinin daha çok çocukluk döneminde geçirilen bir hastalık olduğunu, zaman zaman ciddi komplikasyonlara yol açıp ölüme yol açtığını vurguladı.
Hastalığın sadece çocuğu değil aileyi de etkilediğini, hastalığa yol açan virüsün ileri yaşlarda, ”zona” denilen ve şiddetli ağrıyla seyreden bir cilt hastalığa neden olduğunu kaydeden Torunoğlu, ”Su çiçeği dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak görülüyor. Uygulayacağımız ücretsiz aşıyla artık çocuklarımızı bu hastalığa karşı da koruyacağız” dedi.
”Halk sağlığına en büyük hizmet”
Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine son yıllarda önemli aşılar eklendiğini hatırlatan Torunoğlu, şu bilgileri aktardı:
”Halk sağlığına yapılacak en büyük hizmet temiz su ve aşılamadır. Birçok hastalık dünyadan aşılama sayesinde ortadan kalktı. Örneğin çiçek hastalığı aşı sayesinde yer yüzünden silindi. Artık bu hastalığa karşı aşı yapmıyoruz. Çocuk felci ise yine ortadan kaldırılmak üzere. 1998’den beri ülkemizde çocuk felci görülmüyor. Türkiye de aşılamada büyük başarılar elde etti, aşılama oranlarımız yüzde 97’lere ulaştı. Artık yerli virüs kaynaklı kızamığa, bu sayede de SSPE denilen, çocukları yatağa bağlayan hastalığa rastlamıyoruz. Eskiden 120-130 civarındaki SSPE vaka sayısı bugün 20-30’a indi. Bunlar da geçmişte aşılanmayan çocuklarda ortaya çıkıyor. 1998’de bin bebekten 28’ini çeşitli hastalıklardan kaybederken bugün bu sayı 7’ye indi. Bu başarıda aşılama çalışmalarının büyük katkısı var.”
2019’de sadece 7 hastalığa karşı aşı uygulanırken bugün sayının 13’e ulaştığını bildiren Torunoğlu, ”Aşı takvimine yeni bir aşı eklemek oldukça maliyetli. Dünyada su çiçeği aşısını sadece 6 ülke uyguluyor. Biz 7. ülke olacağız. Avrupa bölgesindeki birçok ülkede su çiçeğine karşı aşı, aşı takviminde bulunmuyor” şeklinde konuştu.
Aşı takvimine alınan su çiçeği aşısının analizinin Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Biyolojik Kontrol Laboratuvarı’nda tamamlandığını bildiren Torunoğlu, ”Aşı artık kullanıma hazır. Bugün yarın uygulamaya başlayacağız” diye konuştu.
Torunoğlu, aşının 12 aylık bebeklere tek doz uygulanacağını bildirdi.
Su çiçeği nedir?
Daha çok 2-8 yaşları arasında rastlanan ancak her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalık olan su çiçeği, kış ve ilkbahar aylarında daha sık görülüyor.
Çok yaygın görülmekle birlikte ağır belirtilere yol açmayan hastalıkta, döküntüler deride içi sıvı dolu kabarcıklar halinde oluşuyor. Çok bulaşıcı olan hastalığa hafif belirtiler de eşlik ediyor. Virüs, su çiçeğinin yanı sıra zona hastalığının da etkeni durumunda.
Virüsle yüklü tükürük damlacıklarının bulaşmasıyla oluşan hastalığa karşı aşıyla korunma mümkün.
Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimi
Sağlık Bakanlığı’nın çocukluk çağı aşı takvimine göre uygulanan aşılar şöyle:
-Hepatit B: Doğumda, birinci ve altıncı ayların sonunda
-BCG Aşısı: İkinci ayın sonunda
-Difteri, Aselüler Boğmaca, Tetanos, İnaktif Polio, Hemofilus İnfluenza Tib B (Beşli Karma Aşı): İkinci, dördüncü, altıncı ayların sonunda, 18-24’üncü ayda pekiştirme dozu
-Konjuge Pnömokok Aşısı: İkinci, dördüncü ve altıncı ayların sonunda, onikinci ayda pekiştirme dozu
-Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak: Onikinci ayda, ilköğretim birinci sınıfta pekiştirme dozu
-Difteri, Aselüler Boğmaca, Tetanoz, İnaktif Polio (Dörtlü Karma Aşı): İlköğretim birinci sınıfta pekiştirme dozu
-Oral Polio Aşısı: Altıncı ayın sonunda, 18-24’üncü ayda
-Erişkin Tipi Difteri: İlköğretim sekizinci sınıfta pekiştirme dozu
-Hepatit A: 18 ve 24’üncü aylarda birer doz
Çocuklarda Solunum Yolu Enfeksiyonu Tedavisinde Dinlenme ve Beslenme Önemli
Üst solunum yolu enfeksiyonları çocuklarda tehlikeli olabilir. İlaç yerine iyi beslenme ve bolca dinlenme daha etkilidir..
Liv Hospital Çocuk Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. İpek Akman, üst solunum yolları enfeksiyonlarından çocukların daha çok etkilendiğini belirterek, ”Çoğunlukla viral hastalıklardır ve antibiyotik tedavisine gerek duyulmaz. Bu gibi durumlarda hasta dinlenmeli ve beslenmesine dikkat etmelidir” dedi.
Prof. Dr. Akman, solunum yolu enfeksiyonlarında vücut direncinin yüksek tutulması gerektiğini ifade etti.
Vücut direnci düştüğünde enfeksiyonun ilerleyebildiğini anlatan Akman, enfeksiyonu olan çocuğun uzman bir doktor tarafından değerlendirilmesi ve tedavisinin planlanması gerektiğini vurguladı.
Akman, üst solunum yolları enfeksiyonlarının nezle, boğaz ve kulak ağrısı ile ateş gibi bulguları olabildiğini aktararak, ”Üst solunum yolları enfeksiyonlarından çocuklar daha çok etkileniyor. Çoğunlukla viral hastalıklardır ve antibiyotik tedavisine gerek duyulmaz. Bu gibi durumlarda hasta dinlenmeli ve beslenmesine dikkat etmelidir” ifadelerini kullandı.
Vücudumuzun hastalıklara karşı bir savunma mekanizması olduğunu belirten Akman, şöyle devam etti: ”5 yaşından küçük çocukların bağışıklık sistemi henüz gelişimini tamamlamamıştır. Enfeksiyonlar erişkine göre daha sık ve daha ağırdır. Bazı çocuklarda genetik bir sorun sonucu çocuğun bağışıklık sisteminde kalıcı bir eksiklik bulunabilir. Bu çocuklar çok sık hastalanırlar, hastaneye yatmaları gerekebilir. Bu durumun bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir.”
Akman, beslenme bozukluklarının bağışıklık sistemini zayıflatıp sık enfeksiyonlara yol açabildiğine işaret ederek, ”Özellikle 1 yaşına kadar anne sütüyle beslenmiş bebekler sütteki koruyucu hücreler ve antikorlar sayesinde daha az enfeksiyon geçirirler. Daha ileriki yaşlarda tüm besin gruplarını dengeli oranlarda içeren, yaşa uygun beslenme programı bünyeyi güçlü tutar. Sağlıklı beslenen kişinin sürekli vitamin alması gerekli değildir. Bilimsel açıdan vitaminlerin solunum yolları enfeksiyonlarına karşı koruyucu bir özelliği olduğu gösterilmemiştir ancak vücutta birtakım vitaminlerin eksik olduğu saptanırsa vitamin kullanılabilir. Vitaminleri doğal gıdalardan almak daha yararlıdır. Örneğin turunçgillerin bol tüketimi önerilir. Zayıflık gibi aşırı kilo da pek çok soruna yol açar. Obez çocuklarda da enfeksiyonlara yatkınlık artmıştır. Bu çocuklarda üst solunum yollarında yağ birikimi sonucu daralma olabilir, sık enfeksiyon görülebilir” değerlendirmesinde bulundu.
-”El yıkama birincil koruma yöntemi”-
Prof. Dr. Akman, kalabalık ortamların çocukların birbirlerine enfeksiyon bulaştırma ihtimalini arttırdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
”Kreşe yeni başlayan çocuk o sene farklı mikroplarla tanışarak sık enfeksiyon geçirebilir. Solunum yolu enfeksiyonuna neden olan mikroplar, hasta kişilerin bulunduğu ortamda solunan havadan nefes yoluyla veya öpüşürken, el sıkışırken ortaya çıkan damlacık enfeksiyonu yoluyla alınır. Bu nedenle el yıkamasına dikkat etmek, solunum yolu enfeksiyonlarından korunmada birincil koruma yöntemi olarak da kabul edilir. Alerjisi olan çocuklarda burun tıkanıklığı sıktır, sinüzite yatkınlık vardır. Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda hem alt hem üst solunum yolu enfeksiyonları daha sıktır.”
Akman, çocuğun tüm aşılarının düzenli olarak yaptırılması ve kaydının tutulması gerektiğini vurguladı. Çocukları Kışın Enfeksiyondan Korumanın Yolları
Grip ve nezle gibi solunum yolu hastalıklarından çocuklar daha sık etkilenir. Peki onları bundan nasıl koruruz?
Aileler çocuklarını üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumak için neler yapmalı, çocuklar nasıl beslenmeli? Liv HOSPITAL Çocuk Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. İpek Akman anlattı.
Solunum yolları enfeksiyonları enfeksiyonun yerleştiği bölgeye göre üst ve alt solunum yolları enfeksiyonları olarak ikiye ayrılır. Üst solunum yolu enfeksiyonu dediğimizde, kulak, burun, boğaz bölgesi enfeksiyonlarını, alt solunum yolu enfeksiyonları dediğimizde ise bronşitler ve zatürre dediğimiz enfeksiyonlar kastedilir. Üst solunum yolları enfeksiyonlarının nezle, boğaz ağrısı, kulak ağrısı ve ateş gibi bulguları olabilir. Çoğunlukla viral hastalıklardır ve antibiyotik tedavisine gerek duyulmaz. Bu gibi durumlarda hasta dinlenmeli ve beslenmesine dikkat etmelidir.
VÜCUT DİRENCİ YÜKSEK TUTULMALI
Tüm solunum yolu enfeksiyonları için önemli olan başlangıçta kişinin vücut direncini yüksek tutmasıdır. Vücut direnci düştüğü zaman enfeksiyon ilerleyebilir, olaya eklenen bakteriler enfeksiyonu ağırlaştırabilir. Alt solunum yolları enfeksiyonlarında öksürük ve göğüste yanma hissi, balgam çıkarma, nefes darlığı gibi şikayetler görülebilir. Genel durum bozukluğu, aşırı halsizlik ve ateş önemli bulgulardır. Örneğin zatürrede genellikle üşüme ve titreme ile birlikte yükselen ateş olabilir. Enfeksiyonu olan çocuğun uzman bir doktor tarafından değerlendirilmesi ve tedavisinin planlanması gereklidir.